Köyünü ilk kez ziyaret eden Oğuz ile ona ev sahipliği yapan Okan’ın macerası anlatılıyor bu kitapta. Aynı yaştaki iki çocuğun birbirlerinin hayatlarına duydukları merakı bir solukta okuyacaksınız.
Atın yeleleri sevgilimin saçlarına karışırdı. Bir su gibi akardı. Sevgilimi ikinci görüşüm derede olmuştu. Yıkanıyordu. Kayalıklardan akan suyun altına girmiş, köpükler içinde yitmişti. On altısında
Ocak birden köpürmeye başlamış, oturup Vahşetin Çağrısı’nı okuduğum ağır kadife koltuk kıvılcım içinde kalmıştı. Etrafa yayılan küle aldırmamış, kitabı küçük çalışma masamın üstüne bırakarak kalkıp p
Efendim böyle oldukta bu Kerim bu Ali’nin gözünü alarak, ey göz, var söyle, seni sahibine götüreyim, dedi. Böylece sokaklardan birine girip birinden çıkarak göz elde, şehrin arka mahallelerine vardı.
"Yola çıktığında yağmur yağıyordu, su iplikleri vardı pencerede. Epey bir zaman sürdü yağmur, evleri gördün, saçak altlarına sığınmışları. Ağaçların harekete geçişini. Sonra, obur otobüs, yiyip bitir