Nar Kitabı
Kitap Açıklaması
Annem, ah annem, kırılgan nar tanelerine benzetirdi beni. Nar şerbetine. Düğününe onun düğünü de öyleydi, binlerce nar tanesi doluvermişti meydana. Gece vaktiydi. Geceye meydan okumaydı. Söylenenlere göre –ki bu hiçbir zaman tam olarak bilinemeyecek– babam, annemin başına kötü işler açan bir yanaşmayı öldürüp bir yerlere gömmüş. Herkesin bildiği bu gerçek, ortak bir sırra dönüşmüş, kısa bir süre içinde. Gerçi kimsenin kimseden bir saklısının olmasına gerek yokmuş, ama böyle olmuş yine de. Ne tuhaf. Bir yalanı –aşikâr bir yalanı– iki kişinin, üç kişinin, dahası, bir köyün konuşması. Dahası, yalanın dallanıp budaklanması. Öyle ya, yalana bir cümle eklemekten daha zevkli ne olabilir. Kötü mü, kendi büyüklüğünde bir yalanım işte, Kelime’yim ben.
Faruk Duman, Nar Kitabı’nda imgelerle yüklü bir dünyaya götürüyor okurunu. Cenkler anlatıyor, düğünler dernekler, masalsı aşklar, hatta masallar; konaklarla, savaşlarla, atlarla, kılıçlarla, köpük köpük sevdalarla örülü topraklarda dolaştırıyor; alışılmadık bir biçimde ve benzersiz bir ustalıkla kullandığı ölçülü, şiirsel diliyle...