Hissedilen ne lodos sıcağıydı ne de kavurucu bir sıcak; yalnızca sıcaktı. Sanki esintiye, kenar mahallelerin sararmış duvarlarına, çimenlere, el arabalarına, kapılarında yolcuların üzüm taneleri gibi
Belçikalı ünlü şair Emile Verhaeren (1855-1916) şiirlerindeki yoğun imge dokusu ve tekniğin belirlediği modern çağı olumlayan tavrıyla Avrupa’nın Walt Whitman’ı olarak ün kazandı. Stefan Zweig onunla