Toprağı okşadım, avucumu kapadım, María’nın ve onca kızın, başka bir kadının bedeninden olma sevgili kızların gittiği yere açılan anahtarı elimde tutarak ayağa kalktım. Toprağı tutup yuttum, biraz da
Ona baktığım zaman kendi kurallarının dışına hiçbir zaman çıkmamış huysuz bir adam görüyorum. Hepimizde bulunan o geçirgen, biçim değiştiren şeffaf zar, onun çevresinde zamanla katılaşmış, koyulaşmış
Oraya nasıl gittiğimi ya da oradan nasıl döndüğümü bilmiyordum. Tek bildiğim, bir anda kendimi orada buluvermemdi. İnsanların yıkılan dünyalarından kaçıp sığındığı, her şeyden soyutlanmış bir zamanda