Çünkü senin her şeyin bulaşıcıdır Güzin. Sen gülersen bakkal güler, taksici güler, elinde tavşan balonuyla yanından geçen çocuk güler, dilenci kadın güler, otobüsün camından...
Peru’nun Lima kentinde geçen bu romanın “yüzey”deki konusu üvey anne, baba ve delikanlı arasında yaşanan garip ilişkiler; derindeki ise toplumun kimi kurumlarına, katmanlarına ve düşünce...
Dünyanın en büyük kentlerinden birinde, karanlık arka sokaklarda üç renkli bir kedi dolaşıyor. Evsizlerin, yabancıların, gangsterlerin, münzevilerin hayatlarına hafifçe değip geçen bu kedinin rotası
David devamlı soru soran bir çocuktur. Simón ve Inés ise onu okula göndermez, Estrella’daki yeni evlerinde yetiştirirler. David oranın dilini öğrenir, arkadaş edinmeye başlar. Onu koruyan büyük köpek
Sorunumun tüm insanlığın sorunu, tüm yaşamın ve felsefenin sorunu olduğunu kavramıştım; bu kavrayış, ansızın bir gölge gibi geçti üstümden. Alabildiğine kişisel yaşamımın ve düşünüşümün, o büyük sini
Savaş sonrasının İsviçre’sinde geçen bu tekinsiz romanın başlangıç cümlesi alabildiğine basit ve saftır: “On dört yaşındayken Appenzell’de bir okulda yatılı öğrenciydim.” Gelgelelim söz konusu ortam
J.M. Coetzee, okuruna yumuşak bir roman sunmuyor, sert bir öykü anlatıyor. İnanılmaz güzellikte ama kasvetli bir öykü. Utanç, bir kız öğrencisiyle ilişkiye giren Profesör David Lurie’nin düşüşünü...
Kurtarmak için kayıp ruhunu şehrinGizli, viran bir kapıdan giriyorErguvan kapısındanBaşında erguvan tacı,Erguvan giyinmiş,Yaraları erguvanMünkir bir keşişin gölgesinin ardından...