Onca kalabalığa rağmen, yalnız mı hissediyordun kendini, hüzünleniyor muydun zaman zaman? Yıllar geçtikçe çıkarsız, dolambaçsız ilişkilerin özlemini daha çok mu duymaya başlamıştın yoksa?
Ayşe Sarısayın, sıra dışı bir kadının, Elif Daldeniz Baysan’ın iki dil ve kültür arasındaki gelgitlerle şekillenen portresini sunuyor okurlara.
Elif ve çevresinin kurmaya çalıştığı başka bir yaşamın
Sanki her şey onunla başlamıştı. O, klasik müziğin temel taşı ve her şeyin başlangıcıydı. Herkes onun müziğinden nasıl etkilendiğini anlatmak için yarış içindeydi…
Johann Sebastian Bach, kalabalık b
Duygularımı şiirle aktaramam, şair değilim; kendimi gölgeler ve ışıkla ifade edemem, ressam değilim; düşüncelerimi hareketlerle de açıklayamam, dansçı değilim. Ama bunların hepsini seslerle yapabilir
1800’lerin ortalarındayız; piyanonun altın çağı. Ustalar bu çalgıyı geliştirmek için birbirleriyle yarışıyor, Avrupa’nın her köşesinden harika çocuklar çıkıyor. Clara Wieck, bunlardan biri. Piyano ya
Arap Yarımadası’nın her yanında “Çöl Kraliçesi” diye adlandırılan Gertrude Bell, Kraliçe Victoria döneminin seçkin bir ailesi ve ayrıcalıklı çevresi içinde yetişmesine karşın, bu çevrenin sunduğu nim
O bir sanatçıydı ve sahip olduğu her şeye sanatıyla ulaştı. Hayatın dikenleri onu yaraladığı halde, nasıl batan bir gemiden kıyıya sığınırsa insan, o da sanatın olağanüstü kollarına sığındı. Acının m
Son zamanlarda tuhaf bir duyguya kapılmıştın. Övülmekten, ön plana çıkarılmaktan pek hoşlanmadığın halde, birkaç kez, seninle ilgili hoş bir şey dile getirildiğinde, “Ya çocuklar, siz beni gerçekten