O sıralar Kristiania’da, gelip geçende izler bırakan bu ilginç kentte, başıboş dolanıyor ve açlık çekiyordum...Adı yahut geçmişi olmayan, içler acısı bir odada yaşayan, geçimini sağlamak için...
Yangın gündüz yandı, gece yandı, ertesi günü oldu, hâlâ yanıyordu. Biz İstanbul’da hiç ev kalmadı zannettik. Çünkü etrafımız göz alabildiği kadar virane olmuştu. Yalnız bacalar gözüküyor, her yandan
Yangın gündüz yandı, gece yandı, ertesi günü oldu, hâlâ yanıyordu. Biz İstanbul’da hiç ev kalmadı zannettik. Çünkü etrafımız göz alabildiği kadar virane olmuştu. Yalnız bacalar gözüküyor, her yandan
Taşradaki bir kilise papazının kızı olan Dorothy Hare, babasının tüm görevleri onun üstüne yıkmasıyla dükkân borçlarından mıntıka işlerine, bağış toplamaktan cemaati pohpohlamaya her şeyden sorumlu h
Adana’da karpuzla başlayan evlilik İstanbul’da kavunla bitti; babamı manavda vurdular. Annem, 11 yaşındaki ekonomi gurusu K.K. yüzünden avukatlığı bıraktı. Hamdi abim, hukuk profesörü olarak yakalaya
Küçük Tilkili Kadın, büyükşehirlerde hissettiğimiz görünmezliğin ve nihayet dünyadaki yerini geri kazanan bir kadının tüy hafifliğinde bir dokunuşla yazılmış hikâyesi, küçük bir mücevher.