O sıralar Kristiania’da, gelip geçende izler bırakan bu ilginç kentte, başıboş dolanıyor ve açlık çekiyordum...Adı yahut geçmişi olmayan, içler acısı bir odada yaşayan, geçimini sağlamak için...
“İyi romanın yaşamdan daha gerçek olabileceğini, Erdal Öz’ün romanını okuduktan sonra bir daha anladım. Roman, sanat, yaşamdan daha güçlüdür. Son günlerde işkenceye uğramışlar, inanılmayacak işkencel
Yangın gündüz yandı, gece yandı, ertesi günü oldu, hâlâ yanıyordu. Biz İstanbul’da hiç ev kalmadı zannettik. Çünkü etrafımız göz alabildiği kadar virane olmuştu. Yalnız bacalar gözüküyor, her yandan
Yangın gündüz yandı, gece yandı, ertesi günü oldu, hâlâ yanıyordu. Biz İstanbul’da hiç ev kalmadı zannettik. Çünkü etrafımız göz alabildiği kadar virane olmuştu. Yalnız bacalar gözüküyor, her yandan
Sizin Hiç Babanız Öldü mü?, 1980-1990 dönemini kapsayan on dört öyküden oluşuyor. Kokuların, renklerin, seslerin yol açtığı çağrışımlarla yapılan zaman geçişleri ve yazarın mimarlık birikiminin getir
Taşradaki bir kilise papazının kızı olan Dorothy Hare, babasının tüm görevleri onun üstüne yıkmasıyla dükkân borçlarından mıntıka işlerine, bağış toplamaktan cemaati pohpohlamaya her şeyden sorumlu h
Küçük Tilkili Kadın, büyükşehirlerde hissettiğimiz görünmezliğin ve nihayet dünyadaki yerini geri kazanan bir kadının tüy hafifliğinde bir dokunuşla yazılmış hikâyesi, küçük bir mücevher.