Yalnız olmadığına sevindi; Pisicik hâlâ ısıtıyordu karnını. “Evet,” dedi sesini yükseltmeden önüne bakıp, “melekler bunu görür ve anlar.” İçinde bir huzur hissetti ve dört bir yanındaki ağaçlar...
Yıldırımlar düşüren, toprağı çatlatan, karaları denizlere, denizleri karalara akıtan o kadim irade madem kaosu seviyor, insanın tek kurtuluşu bu kaosla uyum içinde devinmektir. Madam Arthur Bey dünya
Adı belirsiz bir Güney Amerika ülkesinin adı belirsiz bir kasabasında, yağışlı, bunaltıcı bir sonbahar. Sıcak dayanılır gibi değil, yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyor, fareler kilisenin temelleri
Paul Auster’dan ilginç bir anı roman. Kitabın “Görünmeyen Bir Adamın Portresi” başlıklı bölümünde, yazar, babasının ölümünden sonraki duygularını ve anılarını anlatıyor; ikinci bölüm olan “Anı...
Her türlü üretimin, her türlü yaratımın durduğu geleceksiz bir şehir ya da bir ülke. Her şeyin yok olduğu ve bir daha geri gelmediği bir yer. Elinizi attığınız şeylerin son şeyler olduğunu...
Ve hayat belki de şu anda birilerine yeni, hiç tecrübe edilmemiş ve nasıl bir neticeye varacağı kestirilemeyen yeni cilveler hazırlıyor. Bunu düşünmek bile hayat denen maceranın hakikaten macera oldu