“Düşünüyorum da, Odalarda l960’ta yayınlanan ilk biçimiyle de, bu son biçimiyle de bir serüven romanı değil, hem hiç değil. Roman, sürükleyiciliğini olayların şaşırtıcı akışından almıyor. Öyle okunup
Niye hüzünlenirdi? Oğlu için mi? Selim Beyazıt’ın hayali düşüyor hatıraların üstüne... Hüzün, Kâzım Hoca’ya yabancıydı. Yoksa değil miydi? Kapalı pencereler... Ferda’nın yüzüne kapanmış... Bina onu d
“Dünya sınırsız ve rengârenktir; gidip onu görmek isteriz. Gizemi ve güzelliği çevremizi sarar, tepelerin ardında da daha keşfedilmemiş yerler vardır. Bilmediklerimizin derin uçurumunun üzerinde...