Babam bizi bırakıp gittikten sonra Ada’yı da evi de orada geçirdiğim mutlu çocukluk anılarını da silmiştim aklımdan. Öyle sanıyordum. Demek ki silememişim, sadece bastırmışım, bilinçdışının en karanl
“Düşünüyorum da, Odalarda l960’ta yayınlanan ilk biçimiyle de, bu son biçimiyle de bir serüven romanı değil, hem hiç değil. Roman, sürükleyiciliğini olayların şaşırtıcı akışından almıyor. Öyle okunup
Niye hüzünlenirdi? Oğlu için mi? Selim Beyazıt’ın hayali düşüyor hatıraların üstüne... Hüzün, Kâzım Hoca’ya yabancıydı. Yoksa değil miydi? Kapalı pencereler... Ferda’nın yüzüne kapanmış... Bina onu d