Kimi zaman bir bulutun üstünde, kimi zaman bir denizkızının kuyruğunda... Can Göknil, bu kitabında öyküseverlere yaşamın güzel, renkli yüzünün bir portresini çiziyor. Son derece yalın bir dille, akıl
Bazen tek sözcük bile bir öyküdür, sanat eserine uzanan bir ışıktır. Yeter ki o sözcüğü sezgilerinle algıla, içtenlikle yansıt.Can’lı Yolculuk uzunlu kısalı öykülerle dokuyor bir hayatı. Kimi zaman d
Anladık üç harflinin niyetini! Bizi meyhaneye gönderecek, kendi bizim eve yerleşecek. Yersiz yurtsuz bir cinmiş demek ki… Evet, Evet, on gün aç acına boşuna beklemedi selvinin tepesinde. Evimizi isti
İstanbul’dan Ankara’ya giden bir trenin yemek vagonundayız. Bir tiyatro ekibi, Çehov’un Martı’sını sahnelemek üzere yola çıkmış. Kumpanya yemek vagonuna geçtiği zaman ekipten biri, köşeye oturuyor ve
Romanın kahramanı, yakın zamanda eşinden boşanmış bir çevirmen. Hayatta uğradığı hayal kırıklıklarıyla baş etmeye çalışırken bir yandan oğlu Güneş’le ilgilenir. Orta yaşı bulduğu için, gelecekten ümi
Ruh bir kere bu huzursuzluğu tadınca sakinleşmesi mümkün değil. Sonuç ne olursa olsun, kimsenin umurunda olmayan bir operanın tamamlanması gerek. Bu gücüm var, buna inanıyorum. Yeterince düşündüm, ye
Usta ressam Can Göknil resimlerini kendi düşünce birikiminden, okuma çabalarından çıkarıyor. Ressamlığının yanında çocuk kitapları yazarı olarak da büyük beğeni toplayan Göknil’in bu kitabı ise bir t