Koku romanı kült bir eser haline gelen Patrick Süskind, bu defa notaların dünyasına girmiş; bir kontrbasçının öyküsünü, ses tonu giderek yükselen bir monolog biçiminde aktarıyor. Kontrbas, cüssesiyle
Zaman, Sonsuzluk’un bir kırıntısından başka bir şey değil ve biz bakışlarımızı bu kırıntıdan kaldırmazsak ölümden korkmayan bir hayatın yoğunluğunu asla yaşayamayız.
Denizlerin, rüzgârların ve ya
“Soğuk bir kış günü, yaşamın bir cilvesi olarak 29 Şubat’ta doğdunuz. Dört yılda bir varsayılan bir insan oldunuz. Dahası da geldi başınıza. Artık yıllardan bir gün, yine doğum gününüzde, Türkiye diy
Bazen tek sözcük bile bir öyküdür, sanat eserine uzanan bir ışıktır. Yeter ki o sözcüğü sezgilerinle algıla, içtenlikle yansıt.Can’lı Yolculuk uzunlu kısalı öykülerle dokuyor bir hayatı. Kimi zaman d
Arkadaşlık yıllarımız benim için büyük özgürlük yılları oldu. Olduğum gibi olabildiğim; uğurböceklerini umursamayan, her zaman nereye gideceklerini, ne yapacaklarını bilen, daima ulaşacakları hedefle
Babası bebeği görebilsin diye çocuğu kucağıma alıp cama yaklaştırıyorum. Bebek minik ellerini babasına uzatıyor. Yaşlı adam, ihtiyarlık lekeleriyle bezeli, ince parmaklı, hünerli ellerini oğluna uzat
Patrick Süskind, aşkın izini sürdüğü denemesinde geçmişten günümüze Batı’nın düşünce, kültür ve edebiyat dünyasının yönünü belirlemiş İlkçağ düşünürlerini, mitolojik ve kurmaca kahramanlarını ve yaza