Hey kadınlar! Akşamın bu saatinde, bir yer altı treninin içinde aslında birer aşk yolcusu olduğunuzu bilmiyor muydunuz? Hepimiz, istisnasız hepimiz biraz dövülüp ezileceğiz. Yolculuğumuz bittiğinde i
Öyle ya, dalgalar olduğuna göre bir deniz de olmalı. Hepimizin kendi şehrini kıyısına kurduğu bazen mavi ve dingin bazen tehditlerle dolu karanlık bir denizi olmalı. Herkesin kurtuluşunu ya da yıkımı
Nehrin öbür yakasına geçtiklerinde hava kararmak üzereydi, köprünün başındaki askerin pasaportları kontrol ettiği yerde bir çuval patates, üç adet soba borusu ve bakır bir çaydanlıktan ibaret yükleri
Bir ölünün gülümseyişi gibiydi incecik yüzünde açılmaya çalışan şey. Bir taşlaşmanın ifadesiydi sanki. Geri dönülmezlik taşıyordu, bu nedenle çabuk söndü, ince yüz içine çekilerek donuklaştı. Sabit b
“Tamam öldüm öldüm de, bir sor acaba yaşadım mı ben?”
Sibel K. Türker’in yeni romanı Mecnun Kelebekler, bambaşka bir dünyanın diliyle yazılmış. Ev işlerine giden Filiz, bir markette kasiyerlik yapa