Doğu Yücel, Kimdir Bu Mitat Karaman, Antikahraman

Mitat’a Sahip Çıkalım!

17.08.2021
Mitat’a Sahip Çıkalım!

Bir antikahraman nasıl olunur?

Şimdi gözlerinizi kapatın ve bir antikahraman hayal edin.

Kahramanlarda olmayanlar üzerinden var olur antikahramanlar. E haliyle kendi karizmalarını da kendileri yaratırlar. Anlaşılan o ki, kahramanın “anti”si olmak da zor iş onu yaratmak da…

O halde biz de bakalım, kimmiş Mitat Karaman!

 

 Adı, Mitat. Dikkat etmiş olmalısınız, arada bir harf eksik, t ile a arasında olması gereken h orada değil. (…) Mitat’ın soyadı, Karaman. Onda da h’den eser yok. Çünkü Mitat bir kahraman değil. Ne kahramanı, figüran bile sayılmaz. Kamera çekimdeyken yoldan geçen biri o. Filme çekildiğinden habersiz arkadan yürüyor. Kalabalık yapıyor sadece.

 

İsminde bile tashih var, hayatı ve tüm varoluşu talihsizlikler üzerine kurulu Mitat’ın. Bir kere 29 Şubat’ta doğmuş!

Kendisi altı katlı Cennet Apartmanı’nın 3. katında yaşıyor. Akşamları televizyonun karşısında kabak çekirdeği çitleyip kabuğu kapalı antepfıstıklarına hiç bulaşmıyor. Evinden işine, işinden evine gidip gelen bir muhasebeci.

Her zamankilerden farkı olmayan bir gecede başlıyoruz Mitat’ı keşfetmeye. 15 Temmuz’un akabindeki günlerde televizyonda hararetli tartışma programlarını izlerken uyuyakalmayı hayal eden Mitat’ın boğazına takılan bir çekirdek kabuğu ve nereye fırladığını bir türlü bulamadığı balgam yüzünden hayatını değiştirecek olaylar silsilesi başlıyor.

 

Böylesine sıradan bir anda nasıl bir değişim yaşanabilir ki? En fazla ne olabilir? Mitat televizyonda aynı şeyleri geveleyip duran adamlardan birinin sarf  edeceği muhteşem bir sözle hayatı hakkında büyük bir uyanış mı yaşayacak? Çitlediği çekirdeğin kabuğu dişetlerine saplanacak, bunu fark etmeden ağzını kapatınca fantastik filmlerdeki canavarlar gibi can mı verecek? Kabuğu tamamen kapalı olan antepfıstığını açmaya çalışırken elini mi kıracak? Ne olabilir ki Allah aşkına?

 

Bundan sonrası bir solukta okunacak macera, gizem, kara mizahla dolu birtakım olaylar. Sürpriz bozacak açıklamalar yapıp kitabın henüz isminde başlayan gizemini bozmak istemiyoruz.

Olaylar hız kesmeden devam ededursun biz yine Mitat’a odaklanalım.

Yaşlı teyzelerden dövmelerini saklayan, apartmanda aidat toplama işini kendisine görev edinen, öğrencilik yıllarında öğretmeninin, “Hangi organ olmak isterdiniz?” sorusuna apandis cevabını vermiş biri o. “Vücuttaki işlevsiz organ” en nihayetinde yokluğunda da hayat devam ediyor. Silik olmayı kendi tercih ediyor en başından beri aslında. Biz de onu okurken hayat karşısındaki görünmemeyi tercih eden duruşuna dair bazı sorgulamalar yaparken bulabiliyoruz kendimizi. Zaman zaman Mitat olduk mu acaba biz de?

Kitabın girişinde Doğu Yücel’in belki de Mitat Karaman’ı hangi dürtüyle yazdığına dair ipucu olabilecek Pessoa’nın Huzursuzluğun Kitabı’ndan bir alıntı karşılıyor bizi:

 

Başkalarıyla yaşamak benim için bir işkence. Bütün başkaları benim içimde. Onlardan uzaktayken bile onlarla yaşamak zorundayım. Tek başımayken kalabalıklar sarıyor etrafımı. Nereye kaçacağımı bilmiyorum; kendime kaçmaktan başka.

 

Kitapta Mitat’la beraber altı katlı Cennet Apartmanı’ndaki diğer hayatları da yakından tanıma fırsatımız oluyor. Işığı yanan o diğer evlerin içinde neler olup bittiğini kim merak etmez ki?

Öte yandan Doğu Yücel arka planda, büyük harfle yazdığı “Aile” ile toplumsal odaklarımızı oluşturmuş kurumlara gönderme yapıyor. Mitat’ın işyerindeki varoluşu, işçi-işveren ilişkisi ve bunun krizlerine dair öğelerle ilişkilendirilmiş ve yine birçoğumuza tanıdık gelen sahneler karşımıza çıkıyor.

Kitapta bölüm başlarında  yer alan akışta hoş bir tat bırakan çizimler ise yazar Faruk Duman’a ait ve bölümlerin özeti şeklinde.

Kısacası her haliyle apaçık karşımızda duran Mitat’ı tanımakta fayda var!

 

 
Doğu Yücel
Kimdir Bu Mitat Karaman
 

 


Diğer Blog Yazıları

Tümünü gör