“Güzel ve önemli Kurtuluş Savaşı romanları sonradan yazılmıştır. Birçoğunu bugün de tutkuyla okuyabiliriz. Ama pek azı Halide Edib’in Ateşten Gömlek’i ölçüsünde ‘içten’ tanıktır.” Selim İleri
Halide Edib Adıvar, ilk defa 1923’te, Teşebbüs Matbaası’nda basılan romanı Ateşten Gömlek’e Yakup Kadri’ye yazdığı açık mektupla başlar. Çünkü “Ateşten Gömlek” isimli bir roman yazma fikri ilk önce Yakup Kadri’nin aklına gelmiştir. Halide Edib, mektubunda Yakup Kadri’den hem af diler, hem teşekkür eder, hem de bu isimden niçin vazgeçemediğini anlatır.
İşte o mektuptan kesitler…
“Yakup Kadri Bey’e açık mektup
(…)
Anadolu hayli buhranlı günler geçiriyordu. Anadolu harekâtının doğuş günlerindeki ruhların sıkışıklığı, çırpınması ve trajedisi artık geçmiş gibiydi. Havada daha olgunlaşmış ve çetin bir ihtilal ve savaş kokusu vardı. Bununla birlikte siz eski günleri sezmiş olacaksınız ki birdenbire bütün bu isimsiz şeyleri bir cümle içinde topladınız ve bana dediniz ki:
‘Ben ‘Ateşten Gömlek’ isminde bir Anadolu romanı yazacağım.’ Ben biraz sizi arkadaşça üzmek için, ‘Ben de bir ‘Ateşten Gömlek’ yazacağım,’ dedim. Siz yarı ciddi yarı şaka, ‘Yapmayınız, başka roman ismi yok mu!’ dediniz.
Ben ondan sonra Anadolu’ya bakarken, Anadolu’yu hissederken sadece ‘Ateşten Gömlek’ diyorum. Sizin bu kadar başarıyla bulduğunuz ismi almayı düşünemeyecek kadar dürüst bir meslektaştım. Yalnız sizin o dam altındaki küçük odaya çekilip de ‘Ateşten Gömlek’i yazdığınız zamanlar bende bir çocuk merakı uyanıyordu. (…)
Ankara’ya uzun bir izinle döndüğüm günlerde birdenbire eski zamanların roman yazmak hummasına tutuldum. Karşıma birdenbire çıkan Peyamiler, İhsanlar, Ayşeler bir çocuk ısrarıyla hikâyelerine ‘Ateşten Gömlek’ diyorlardı. Bu inatçı çocuklara bu ismi kullanmak doğru olamayacağını o kadar söyledim; o kadar başka isimler buldum; beni dinlemediler. İnsan, romanına koyduğu insan simgelerinin elinde esir olduğunu benim kadar siz de bilirsiniz. (…)
Size de bu kadar Anadolu’ya yakışan ve kendi başına bir şaheser olan isim için teşekkür etmek ve sizden af dilemek isterim, Yakup Kadri Bey. İsmin gücü eserden sağlam olması benim kabahatim değildir.
Benim ‘Ateşten Gömlek’i eğer zaman söndürüp bir tarafa atmazsa Türk romanları arasında iki tane ‘Ateşten Gömlek’ olacak. Belki elli sene sonra bir kütüphane rafında yan yana oturacak olan bu iki kitap Hans Andersen’in masallarındaki gibi belki dile gelir, birbirlerine geçmiş günleri söylerler. Kim bilir, o uzak gelecekte Türk gençliğinin sırtındaki “Ateşten Gömlek” ne kadar bizimkilerden başka olacaktır...” HALİDE EDİB
Ateşten Gömlek’in ilk bölümünü ve Halide Edib Adıvar’ın Yakup Kadri için yazdığı açık mektubun tam metnini buradanokuyabilirsiniz.