Geçen kuşaklardan sonra öykü edebiyatımızda derin bir iz bırakmaya aday hangi öykücü geldi, diye sorulursa ben kendi payıma ilkin Cemil Kavukçu’yu söylüyorum.
Zihnim, aslında hazin bir yok oluş olarak anlaşılması gerekeni olağanüstü bir tepkisellikle değerlendiriyor, çünkü artık başkalarının deneyimiyle kıyaslama imkânı yok.