Seksek Kitap Açıklaması
Seksek oyunu, ayağın ucuyla itilen bir taşla oynanır. Oyun elemanları şunlar: kaldırım, irice bir çakıltaşı, ayakkabı ve tebeşirle çizilmiş güzel bir çizgi, renkli tebeşir tercih edilir. En üstünde çizginin Gökyüzü hanesi bulunur ve en altta Yeryüzü; taşı iteleye iteleye Gökyüzü’ne ulaşmak çok zordur; ne denli nişan alsan, ne denli dikkatlice atsan ve itelesen de zordur, taş çizgi üstüne gelir veya çizgi dışına çıkar.Julio Cortázar’ın başyapıtı Seksek, ilk yayımlandığı 1963 senesinden beri Latin Amerika edebiyatının en çok tartışılan, sonraki kuşak yazarlar üzerinde en çok iz bırakan eserlerindendir. Antiroman diye de nitelenen ve “anlatı” ile “anlatının yarattığı çağrışımlar” üzerine inşa edilen Seksek’in başındaki okuma planında, maceracı okurlara alternatif bir “sıçrayarak okuma” düzeni sunulur. Bu okuma biçimi, seksek oyununu andırır. Okuru kurmacanın etkin bir unsuruna dönüştüren bu sıçramalar, yalnızca romanın okuma biçiminin değil, yaratılan kişilerin, dolayısıyla insanlığın içinde yaşadığı dünyanın da parçalanmışlığını simgeler.
Sanki her şey onunla başlamıştı. O, klasik müziğin temel taşı ve her şeyin başlangıcıydı. Herkes onun müziğinden nasıl etkilendiğini anlatmak için yarış içindeydi…
Johann Sebastian Bach, kalabalık b
O bir sanatçıydı ve sahip olduğu her şeye sanatıyla ulaştı. Hayatın dikenleri onu yaraladığı halde, nasıl batan bir gemiden kıyıya sığınırsa insan, o da sanatın olağanüstü kollarına sığındı. Acının m
Yetenekli bir piyanist olan, ancak fakir ve çekingen Soneçka, ünlü opera şarkıcısı Marya Nikolayevna’nın kapısını çalar. Marya Nikolayevna, Soneçka’nın erişemediği her şeye sahiptir: zarafete, güzell
“Bence Eylül, tek başına, bir yazarın ismini edebiyat tarihine silinemeyecek şekilde nakşetmek için kâfidir.”Halid Ziya UşaklıgilFakat her şey boş değil mi? Ne olsa, ne yapılsa kış gelmeyecek mi? Ya
“Bence Eylül, tek başına, bir yazarın ismini edebiyat tarihine silinemeyecek şekilde nakşetmek için kâfidir.”Halid Ziya UşaklıgilFakat her şey boş değil mi? Ne olsa, ne yapılsa kış gelmeyecek mi?...
Duygularımı şiirle aktaramam, şair değilim; kendimi gölgeler ve ışıkla ifade edemem, ressam değilim; düşüncelerimi hareketlerle de açıklayamam, dansçı değilim. Ama bunların hepsini seslerle yapabilir
Kendisini yirmili yılların sonunda New York’ta bir limanda bulan, kırılgan, saf ve masum genç Xavier X. Mortanse’ın, geçmişine dair sadece üç isim vardır: bileğine dövme olarak yapılmış kendi adı, kı
1800’lerin ortalarındayız; piyanonun altın çağı. Ustalar bu çalgıyı geliştirmek için birbirleriyle yarışıyor, Avrupa’nın her köşesinden harika çocuklar çıkıyor. Clara Wieck, bunlardan biri. Piyano ya
Seksek oyunu, ayağın ucuyla itilen bir taşla oynanır. Oyun elemanları şunlar: kaldırım, irice bir çakıltaşı, ayakkabı ve tebeşirle çizilmiş güzel bir çizgi, renkli tebeşir tercih edilir...