Bu yirmi dokuz yaşındaki heykeltıraşa bir bakalım: Ufak tefek, çarpık bacaklı, narin gövdesine göre koca kafalı, burnunun üst kısmı boksörlerinki gibi basık; kıvırcık siyah saçları dağınık ve babası Lodovico’nun tavsiyelerine uyularak “hiç yıkanmamış” siyah bir sakalı ve kâh ağır taşçı kalemini, kâh yontucu aletlerinin en hafifini tutarak, büyük bir ustalıkla mermere biçim veren küt parmaklı, güçlü, büyük elleri var.
Bruno Nardini, Michelangelo: Bir Dâhinin Yaşamöyküsü’nde ünlü heykeltıraşı böyle tanımlıyor. 26 yaşında Davud heykelini yapan, 37 yaşında Sistina Şapeli’nin tavanını tek başına resmeden sanatçı, 1515’te Papa X. Leo tarafından San Lorenzo Bazilikası’nın cephesini tasarlamakla görevlendirilmişti. Üç yıl sonra, hiçbir zaman tamamlanmayan bu çalışmada gerekli mermerlerin taşınması için Floransa ve Pietrasanta arasında gidip geldiği dönemde, Michelangelo, 18 Mart 1518 tarihli bir mektubun arkasına bir yiyecek listesi çıkarmış.
Kimileri bunun üç öğünlük bir yemek için alışveriş listesi olduğu ve okuma yazması olmayan hizmetçisi için resmedildiği görüşünde. Gerçekten de öyle mi, yoksa sadece bir karalama mı, hiçbir zaman bilinmeyecek. Yine de bir dehanın “sıradan” bir ânına tanıklık etmek açısından paha biçilmez sayılabilir.
iki ekmek
bir karaf şarap
bir ringa balığı
tortelli
–––––––––––––
bir salata
dört ekmek
bir karaf sağlam gövdeli şarap
çeyrek karaf sek şarap
bir tabak ıspanak
dört hamsi
tortelli
–––––––––––––
altı ekmek
iki rezene çorbası
bir ringa balığı
bir karaf sağlam gövdeli şarap
Sözü, yine Nardini’nin kelimeleriyle, dehanın göreceliliğiyle noktalayalım:
Tanımlanamaz olanı tanımlamak, kesin değil, deneme niteliğinde bir çabadır. Çünkü kendi ölçümüzle ölçersek, Michelangelo gerçekten de bir devdi, bir titandı, sıradışı birisiydi. Buna karşılık, onun ölçüsüyle ölçüldüğünde, yalnızca tutkulu bir güzellik ve gerçeklik araştırmacısıydı, hep kendi büyüklüğünün hezimetini yaşayan birisiydi.
Kaynak: Shaun Usher, Lists of Note.