Küçük fare, yattığı yerde bir oraya dönüyordu bir buraya. Karnı öyle bir gurulduyordu ki... Kiler olarak kullandığı kovuğu, en az midesi kadar boştu. Baktı ki uyuyamıyor...
Bir zamanlar, herkesin dilediğince yaşayabildiği bir ülke varmış. Bale yapan prenslerin, ağaç tepelerinde dolaşan prenseslerin, kız çocuğu oldu diye sevinçten deliye dönen kralların, üvey evlatlarını
Kaşları çatık, sıkıntıyla okuma kitabını açtı. Resimdeki çocuğa boş boş baktı. Çiçeği suluyordu kız. Canı yazlık evlerinin bahçesine gitmek istedi. Yaz ne güzeldi. Her şey serbest... Gözleri dalgınla
Dedem bize taşındı. Ta Almanya’dan. Babam da ona bir sandık yaptı. Hatıraları saklama sandığıymış. Parlak kulpları var. İçi mis kokuyor. Kayın ağacındanmış. Dedem çok beğendi sandığını. Sağına soluna
Çok uzun zaman önce, insanlar yazmaya ihtiyaç duyduklarını anladılar. Ancak bunu nasıl yapacaklarını bilmiyorlardı. Tam o sırada, dünyaya en yakın bulut olan Alfabe Bulutu’nda yaşamlarını sürdüren ha
Çok uzun zaman önce, insanlar yazmaya ihtiyaç duyduklarını anladılar. Ancak bunu nasıl yapacaklarını bilmiyorlardı. Tam o sırada, dünyaya en yakın bulut olan Alfabe Bulutu’nda yaşamlarını sürdüren...
İnci’nin hayatında yeni bir dönem başlıyordu. Yeni bir semt, yeni bir sokak, yeni bir okul... Taşındıkları gün, her şeyden önce apartmanın karşısındaki köşk çekti İnci’nin dikkatini. Hüzünlü bakan pe
Öyküleriyle sevilen yazar Pınar Öğünç, ilk kez çocuklar için yazdı! Öğünç, hayatı “tuhaf” sorular sorarak, içindeki hikâyelerle keşfeden, artık kendi hikâyelerini yazmaya karar veren çocukları anlatı