Ölümünden sonra elyazmaları derlenmeye başlandığı zaman bitmemiş eserler de bulundu içlerinde. Bernardo Soares imzalı Huzursuzluğun Kitabı da bunlardan biriydi. Tarihten, mitolojiden, edebiyattan, ruhbilimden haberdar bir 20. yüzyıl insanının gerçekliği yadsıyışının, kendini hayallere hapsedişinin güncesiydi bu. Gündüzleri bir mağazada çalışan, geceleri yalnızlığını yağmurun sesinde, ayak seslerinde duyumsayan bir Lizbonluydu Bernardo Soares ya da Fernando Pessoa.
Bugün sadece Portekiz edebiyatının değil tüm dünyanın en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilen Huzursuzluğun Kitabı’ndaki her metin, kırık bir aynanın, gerçekliğin bir yanını yansıtan ve sonsuzca çoğaltan bir parçası...
Ölümünden sonra elyazmaları derlenmeye başlandığı zaman bitmemiş eserler de bulundu içlerinde. Bernardo Soares imzalı Huzursuzluğun Kitabı da bunlardan biriydi. Tarihten, mitolojiden, edebiyattan, ruhbilimden haberdar bir 20. yüzyıl insanının gerçekliği yadsıyışının, kendini hayallere hapsedişinin güncesiydi bu. Gündüzleri bir mağazada çalışan, geceleri yalnızlığını yağmurun sesinde, ayak seslerinde duyumsayan bir Lizbonluydu Bernardo Soares ya da Fernando Pessoa.
Bugün sadece Portekiz edebiyatının değil tüm dünyanın en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilen Huzursuzluğun Kitabı’ndaki her metin, kırık bir aynanın, gerçekliğin bir yanını yansıtan ve sonsuzca çoğaltan bir parçası...
Favorilere Eklendi
Favorilerime Git
Değerlendirmeler
"Olağanüstü... düşlerden, yaşamından yola çıktığı vinyetlerden, edebiyat kuramı parçalarından ve özdeyişlerden oluşan dehşet dolu bir mozaik."
—The Observer"Harikalarla dolu, hatta sürükleyici bir metin... İlginç biçimde bağımlılık yapan bir haz."
—Sunday Times"Modern Avrupa edebiyatında yazara karşı düzenlenmiş en müthiş taarruz... Postmodernizm bir akademik sanayi haline gelmeden önce Pessoa yapıbozumculuğu icat etmişti."
—The Statesman"Pessoa gerçek bir deha. Proust, Joyce, Montaigne ile aynı yerde. Hepsi insanın dünyayı nasıl okuduğunu –ya da daha ziyade, nasıl yanlış okuduğunu– sorgulamış yazarlar."
—Andre Aciman, Beni Adınla Çağır'ın yazarı