Halk Anlatıları
Kitap Açıklaması
“Halk bilgisi çağdan çağa akıp geliyor. Çok şey değişiyor kuşkusuz, ama anlatı değişmiyor. Çağın gereklerine göre yeni biçemler (üslup) kazanıyor, boyutlanmalara uğruyor, yine de hep sürüp deliyor. Anlatma isteğiyle dinleme güdüsü arasındaki bu doğal etkileşim, anlatımsal kültür akışının temelidir. İçimizde ölmezliğe ermiş dünyalara bu anlatılarla ulaşıyoruz. Orada, kendi kurgumuzla yeni bir 'dünya' yaratıyoruz. Bir kaçış olsa da, erince erme umudu da olsa, düşlemlerimizin bu dünyasında her koşulu mutluluğumuza yöneltebiliyoruz. Bu söylencesel dünyaya yeni yorumlar getirebiliriz; ya da yaratıcılığın sanatsal köknini bu sınırsızlıklarlada arayabiliriz. Umutların, bir güdü gibi, bir yetenek gibi bizi sarmaladığı bir dünyadır bu etkileşim ortamı''
Halk Anlatıları'nda, Adnan Binyazar, anlatı kavramını irdelerken söylencelerden destalanlara, masallardan ağıtlara, Dede Korkut anlatılarından Şahmeran Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin, Köroğlu gibi halk hikâyelerine, Nasreddin Hoca fıkralarına, Yunus Emre'ye, Pir Sultan Abdal'a; oradan çağdaş anlatının verimli alanlarına Nâzım Hikmet'e, Fazıl Hüsnü Dağlarca'ya, Cahit Külebi'ye, Ceyhun Atuf Kansu'ya, Yaşar Kemal'e, Ülkü Tamer'e, Orhan Duru'ya, Murathan Mungan'a uzayan bir anlatı geleneğinin boyutlarını saptamaya çalışıyor."