Italo Calvino’nun Amerika’da Bir İyimser adlı kitabı Amerika Birleşik Devletleri’nde geçirdiği ayların bir seyahat güncesi niteliğinde. Doğu kıyısından Batı kıyısına birçok farklı bölgeyi gezen Calvino, edebiyattan siyasete, sanattan toplu taşıma sistemlerine, bir Avrupalı gözüyle ülkenin kültürünü irdeliyor. Farklı bölgelerde farklı insanlarla tanışıyor, hikâyelerini okurlara aktarıyor.
Calvino’nun uğradığı yerlerden biri de sanatçıların ve edebiyatçıların Güney’deki vahalarından Taos. D.H. Lawrence, I. Dünya Savaşı’ndan sonra eşi Frieda’yla beraber İngiltere’yi terk ediyor. İtalya, Meksika, Avustralya gibi farklı ülkelerde gezdikten sonra Amerika’nın New Mexico eyaletine, Taos’a yerleşiyor ve hayatının sonuna kadar burada kalıyor. Calvino, Taos’ta Lawrence’ın kaldığı eve gidiyor ve “Lawrence’ın Dünyası” başlıklı bölümde Frieda’nın onlara armağan edilen bu evin karşılığını nasıl ödediğini anlatıyor:
Lawrence’ı Dünyası
Ortalama Amerikan yaşantısının sürgit tekdüzeliğini gözlemlediğimden beri, gelip Santa Fe ya da Taos’u mesken tutan entelektüellerin kentlerden sıvışmalarına ve ilkele tapınmalarına hak vermeye başlıyorum. (Onları İtalya’yı belli bir biçimde sevmeye yönelten aynı dürtü, New York’ta ilk zamanlarımda benim pek sinirime dokunan bir zihinsel tutumdu, oysa hoşgörüyle karşılanabileceğini anlamaktayım artık.)
Taos’daki entelektüel kolonisi büyük ölçüde D. H. Lawrence ile karısı Frieda buradayken gelip onların yakınında olmak için yerleşmiş kimselerden oluşuyor, Spud Johnson diye tuhaf bir tip de var, kendisi şair ve El Crepuscolo[1] gibi münasip bir ad verdiği yerel gazeteyi yönetmeye başlamış.
Tabii Angelino Ravalgi’yi aramaya gittim, D. H. Lawrence’ın ölümünden sonra Frieda ile evlenmiş ve hâlâ burada yaşıyor, bir arazisini satmayı bekliyormuş. Karı koca Lawrence’ları Spottorno’da tanımış, çünkü kendilerine bir villa kiralamış, derken onları dünyanın her yanına izlemiş, Taos’a kadar gelmiş. O zamanlar dağda, yazara bir hanım hayranının armağan ettiği bir ranch’da oturuyorlarmış (ama Frieda daha sonra bedelini ödemeyi yeğlemiş, Oğullar ve Sevgililer’in elyazmasıyla) ve Frieda ölürken vasiyetinde evi Kaliforniya Üniversitesi’ne bırakmış, yazın oraya genç yazarları yolluyorlarmış...[2]
[1] Alacakaranlık. (Ç.N.)
[2] Italo Calvino, Amerika’da Bir İyimser: 1959-1960, çev. Neyyire Gül Işık, Yapı Kredi Yayınları, 2017, s. 130-131.