Kediler Günü listemiz sırasını Cadılar Bayramı listemize bırakıyor! Nedir peki Cadılar Bayramı? Hıristiyanların 31 Ekim’de kutladığı kutsal gece Halloween, adını All Hallows’ Evening’in (Azizler Yortusu Arifesi) kısaltılmış şeklinden alıyor. Türkçeye Cadılar Bayramı olarak yerleşen bu kutsal günün adını anınca akla hortlaklar, zombiler, yaratıklar ve taşkınlık yapıp kapı kapı şeker toplayan çocuklar gelse de tarihi epey farklı.
Britanya ve İrlanda’da Keltlerin Sambain Şenliği (kışın hoş gelmesi ve mevsim değişikliğine adeta bir merhaba) bu tarihte kutlanırdı. 31 Ekim aynı zamanda hem Keltlerin hem de Anglasaksonların yılbaşısı ve kötü ruhları korkutmak için tepelerde ateş yakılan bir gündü. Ölülerin bu tarihte evlerini ziyaret ettiklerine inanılırdı – bu vesileyle Cadılar Bayramı, doğaüstü her yaratığın sokaklarda dolaştığı uğursuz bir gün olarak anlam kazandı zamanla. Bu bölgelerden ABD’ye gelen göçmenlerle dinsel anlamını yavaş yavaş yitirdi. Pagan kültürün âdetlerini, izlerinden uzaklaştırmaya çalışan Hıristiyanlık, ABD’nin “eşsiz kapitalizm güzellemesi”yle yerini başka âdetlere bıraktı. Önceleri Pagan kültürün taşkınlık yapan zombileri, kötü ruhları yerine ABD’de genç erkekler geçti, sonra onlar da sırasını küçük çocuklara devretti. Sonunda bugün filmlerden çok iyi bildiğimiz, kostümler giyip kapı kapı trick or treat (ya bir şey ikram et ya da cezana katlan) diyerek dolaşan çocuklar ortaya çıktı. Gençler ve yetişkinler ise eğlenceye kostüm partileriyle dahil oldu.
John Carpenter’ın 1978 tarihli Halloween filmindeki bir karakterin dediği gibi: “Sonuçta bu Cadılar Bayramı, herkesin birilerini korkutmaya hakkı var!” İşte sizi korkutmaya hevesli listemiz:
Baskerville’lerin Köpeği / Sir Arthur Conan Doyle
Bugüne kadar yazılmış en büyük suç romanlarından biri olan Baskerville’lerin Köpeği, yine Dr. Watson’ın ağzından Sherlock Holmes’a yeni bir tanım kazandırdı: Dr. Watson ünlü dedektifi, suç mahallini incelerken kullandığı yöntem ve araştırma tekniklerine bakarak, “kokusunu aldığı şeyi buluncaya kadar yılmadan koşup duran, iyi eğitimli, safkan bir av köpeği”ne benzetti.
Büyüklük ve gücünün bütün haşmetiyle önümüzde uzanmış yatan, korkunç bir yaratıktı. Safkan bir av köpeği veya mastif değildi, ama ikisinin kırması gibi gözüküyordu; kara kuru, vahşi ve bir dişi aslan kadar büyük.
Dr. Jekyll ve Mr. Hyde ve Diğer Fantastik Öyküler / Robert Louis Stevenson
Stevenson’ın öykü kitabı, kişilik bölünmesini işleyen “Dr. Jeykll ve Mr Hyde” dışında, bilime hizmet kisvesi altında, para ve iktidar hırsıyla sınır tanımayan genç cerrahları anlatan “Ceset Hırsızı” ve aşk, gizem ile sömürü motiflerini incelikle bir arada ören “Olalla” öykülerinden oluşuyor.
Hayatı tehlikede olan bir Hyde, alışık olmadığım bir varlıktı; ölçüsüz bir öfkeyle sarsılmış, cinayet işleyebilecek kadar gerilmiş, acı çektirme şehvetiyle dolmuştu.
İngiliz yazar ve akademisyen Sir Malcolm Stanley Bradbury’nin, “şimdiye kadar yazılmış en güçlü korku hikâyelerinden biri” diye tanımladığı Dracula, Kont Dracula ve onunla savaşmayı göze alan bir grup genç arasındaki korku dolu çatışmaları anlatıyor.
Vampir uykusundaydı; öyle yaşam dolu ve bedensel istek uyandıran bir güzelliğe sahipti ki, sanki cinayet işlemeye gelmişim gibi ürperdim. Ah!
Taş kesim ustası Athanasius Pernath gizemli bir ziyaretçinin ardından farklı evrelerde, tuhaf sanrılar arasında hep aynı kişiyi görür. 33 yılda bir Yahudi Mahallesi’nde ortaya çıktığı söylenen efsanevi yaratık Golem’le karşılaşır ve yaşantısı esrarlı olaylarla altüst olur.
Hayaletin sureti karanlıkta belli belirsiz örtünüyor, fark edilmez derecede büzüşüyor, sonra tekrar yayılıyordu, aynı uzun uzun nefes alır gibi, zaten bu şeyin tek hareketi de buydu. Zemine ayak yerine, gri ve kansız eti kenarlardan bir karış açıklığında şişkin şekilde uzayan kemik uçları dokunuyordu.
Kuyu ve Sarkaç: Seçme Öyküler / Edgar Allan Poe
Poe’nun kâh fantastik kâh gotik kâh gizemli ama her daim ustalıkla yazılmış öykülerinden oluşan kitap, yazarın eşsiz dilini ve insanın içinde pusuda bekleyen karanlığı ortaya koyma becerisini sergiliyor.
Duyduğum dehşeti hayal etmek sanırım olanaksız, yine de bu korkunç yerlerin gizlerini çözme merakı çaresizliğime ağır basıyor ve ölümün en çirkin şekline razı edecek beni.
Kvaidan: Tuhaf Şeylere Dair Öyküler / Lafcadio Hearn
Yazar büyük ölçüde geleneksel Japon edebiyatından derleyip yeniden kaleme aldığı şaşırtıcı, gizemli, şiirsel öyküler sunuyor okurlara. İlk bölümünde on yedi “tuhaf öykü”, ikinci bölümünde ise kelebekler, sivrisinekler ve karıncalar üstüne hikâyeler yer alıyor.
Kafasından başlayıp aşağı doğru her şeyi, saçlarını, kemiklerini ve hatta kefeni bile yiyişini seyretti. Canavarımsı karaltı, cesedi bitirdikten sonra armağanlara yönelip onları da yedi. Ardından, geldiği gibi gizemli bir biçimde kaybolup gitti.
Rusya 1812 sonbaharında başa çıkılmaz bir düşmanla karşı karşıyadır: Napoléon Bonaparte’ın Büyük Ordu’su. Sadece geceleri ve yalnız başlarına savaşan çete, koca bir savaşın kaderini değiştirir. Ancak Yüzbaşı Aleksey, çetenin yolu üzerindeki ölüm haberlerinden şüphelenir. Asıl karabasanın henüz başlamadığını kısa sürede anlayacaktır… Jasper Kent’in “Danilov Beşlemesi”nin diğer kitaplarına da göz atmayı unutmayın.
Çoğu insan farklı birçok şeyden özgürleşmek ister ama hepsi (ki bunu pek azı başarır) kendinden özgürleşmek ister. Bir vampirin taze, sıcak kanını içen insanın istediği işte budur.
Şeytanın İksirleri / E.T.A. Hoffman
Şeytanın İksirleri, karanlık güçler tarafından suç batağına sürüklenen Keşiş Medardus’un kurmaca yaşamöyküsünü aktarır. Keşiş Medardus’un ölümcül günahlarıyla dolaştığı manastırlar, işkence ve ölümün kol gezdiği zindanlar, insan ruhunun karanlık dehlizlerini temsil ederken biz de tutku, ölüm, haz, delilik ve lanetin girdabına yakalanırız.
Bir dostum var; bir şeytan, bir kâhin; benim başınızla başlattığımı, bedeninizde de aynı ferasetle, aynı dâhiyane anlayışla tamamlayacak; şunu bilin ki, beyefendi, o bir kostüm sanatçısıdır; yani ben sıradan, beylik bir ifade olan terzi yerine onu böyle adlandırıyorum.
Orada Bir Yerde / Engin Türkgeldi
Engin Türkgeldi’nin fantastik hikâyeleri belki Cadılar Bayramı’ndan beklenen şekilde “korkutucu” sayılmaz ama cüceleri, seyyahları, soytarıları, köpekleri, hatta evet, değirmencisiyle içinizi ürperteceği, huzursuzluğa kapılmanıza yol açacağı su götürmez.
Dükkân içlerine, kaldırım sohbetlerine kulak kabartmış yürürken, kara sakallı, mor ceketli birinin beni takip ettiğini fark ettim. Çarşı kalabalık, adam benden uzaktaydı. Yine de belliydi peşimde olduğu. Durduğumda duruyor, yürüdüğümde arkamdan geliyordu. Elleri cebindeydi. Emin olmak için ana kapı yerine, sağımdaki ıssız geçide saptım. Geçidin üstü tenteyle kapatılmıştı. Karanlıktı. Serin.
Usta ile Margarita / Mihail Bulgakov
Kediler Günü listemizde de yer alan bu kitapta yalnızca yürüyüp konuşabilen bir kedi yer almıyor, Şeytan Moskovo’ya inip büyülerle insanların akıllarını çeliyor, çıplak bir cadı ortalığı karıştırıyor, Margarita süpürgeye binip gökyüzünde geziyor...
... Yan odada tahtadan bir bacağa benzer bir şey takırdadı, gelip kapının kanadına çarptı. Margarita hemen kapıyı açtı. Fırçası havaya dikilmiş bir süpürge, dans ederek odaya girdi. Sapının ucuyla yere birkaç kere vurduktan sonra pencereye doğru atıldı. Margarita hayranlık dolu bir çığlık attı, bir sıçrayışta süpürgenin üstüne biniverdi. Ancak son anda, o kargaşada giyinmeyi hepten unuttuğunu hatırladı. Yatağına koştuğu gibi rastladığı ilk şeyi kaptı –gök mavisi bir kombinezon–. Kombinezonu bayrak gibi sallayarak pencereden uçtu.
***